Çarşamba, Ağustos 08, 2012

Acer Aspire 5755G incelemesi

Küçük bilgisayarları hep sevdim. Satın aldığım ilk netbook Asus’un Windows yüklü gelen ilk Eee PC’siydi. Şehrime gelir gelmez bir tane aldım. O zamanlar netbook’lar yaygın olmadığı için fazlasıyla dikkat çekiyordu. Şimdiki netbook’lardan bile küçüktü boyutları, ancak bu durum bir süre sonra harici bir monitör, birer klavye ve fare bağlama ihtiyacını doğurmuştu. Ancak hem evde hem de iş yerinde bu düzeni kurunca son derece rahat etmiştim. Evde büyük ekran ve klavye ile kullanıyordum, işe giderken kabloları söküp çantama atıp işte aynı şekilde ekranı, klavyeyi bağlayıp rahat rahat kullanıyordum. Gerektiğinde rahat kullanım, gerektiğinde mobilite. Biraz performans güncellemesi yapmak istedim, bir LG netbook satın aldım. O da aynı düzende beni bir süre idare etti, ancak bir noktadan sonra netbook performansı bana yetmemeye başladı. Ben de normal bir dizüstü bilgisayar aldım: Acer 5755G.



Doğrusu daha fazla performanslı ama daha az mobilite sunan seçeneği bir süre denemek istedim. Sonuçta o yine de bir dizüstü bilgisayardı ve eski bilgisayarlar kadar ağır da değildi. Intel Core i5 2430M 2.4GHz işlemci, 2 GB RAM’li NVIDIA GeForce GT 540M işlemci, 15.6” LED ekran, 4 GB DDR3 RAM, DVD yazıcı, 500 GB HDD ve USB 3 desteği. Cihazda Windows 7 Home Premium 64 Bit yüklü. Ben aldığımda Acer 5755G’nin fiyatı 1390 TL idi. Vatan Bilgisayar’ın indirim kampanyalarından birinden faydalanmıştım. Karşılaştırdığımda fiyatın gerçekten uygun olduğunu görmüştüm, ancak buradan Vatan Bilgisayar’a söylemek istediğim bir şey var: Bilgisayarı almaktan neredeyse vazgeçiyordum. Bazı çalışanlarınız indirim dönemlerinde yoğunluktan bunalıyor ve dolayısıyla kaliteyi iyice düşürüyorlar. Ben sizi müşteri hizmetleriniz kaliteli olduğu için tercih ediyordum, haberiniz olsun! Bunu kaybederseniz beni de kaybedersiniz.



Neyse, cihaza dönelim. Şunu belirtmeliyim ki benchmark’lar falan yapıp bir sürü teknik detaydan bahsetmek istemiyorum. Normal bir kullanıcı olarak yaşadığım deneyimi paylaşmak istiyorum. Bir kere, netbook’umun Atom işlemcisinden Core i5’e geçince performans farkını -doğal olarak- ciddi biçimde hissettim. İkincisi, pil ömrü ve ağırlık konusunda Acer dengeli bir cihaz üretmeyi başarmış, bu konuda kendilerini takdir ediyorum. Şu anda fişi çektiğimde 3 saat süre veriyor. Çok iyi değil ama, fişe yakınsanız çok kötü de değil. Cihazın ağırlığı ise 2,5 kg civarında. Tamam, netbook’lar gibi 1,5 kg değil ama, sırtınızda notebook ile şehir turuna çıkmayacaksanız çok da ağır değil.



Cihazda bir VGA portu, 3 USB portu (biri USB 3.0), bir HDMI portu, bir de MemoryStick kartları da okuyabilen kart okuyucu var. Bütün portlar yanlarda; cihazın arkasında bir şey yok. Aslında bir USB portunun da arkada olmasını tercih ederdim. Bazen kabloların görünürde olmasını istemiyorsunuz. Bir de, USB portlarının üç adetle sınırlı olması da iyi değil. Bir klavye, bir fare, bir de harici disk bağlarsanız başka bir şeye yer kalmıyor.

Cihazın günlük performansını şöyle anlatayım: Crysis çalıştırıyor :) Cihazın kendi ekranı HD çözünürlükte değil, 1366’ya 768 piksel çözünürlükte. Elbette bir HD ekrana bağlayıp HD çözünürlük de alabiliyorsunuz. Bununla birlikte daha düşük çözünürlükte oyunlar daha rahat çalışıyor. Crysis 2’yi 1366x768 piksel çözünürlükte rahat oynadım. HD çözünürlükte ise yavaşladı ve tadı kaçtı. Portal 2 ve Bioshock’da da bir problem yaşamadım. Ama her oyun böyle değil. Örneğin L.A. Noire’da bütün ayarları kısmama ve çözünürlüğü düşürmeme rağmen yavaşlığın önüne geçemiyorum. Son çıkan oyunları çalıştıracak bir oyun bilgisayarı gibi düşünmemek lazım. Crysis 2 gibi bir oyunu görsellikten çok fazla ödün vermeden çalıştırabilmesi ise oyun geliştiricilerinin başarısı sanırım.



Fan sesi oyun haricinde kabul edilebilir seviyelerde. Touchpad’in ise Synaptics olması ve saçma sapan multi-touch özelliklerine zorlamaması benim açımdan çok sevindirici.

İtiraf etmeliyim ki Acer 5755G’yi seçerken en uygun fiyata en performanslı notebook’u almaya çalışmıştım. Cihazın özellikleri iyi ama üretim kalitesini pek beğendiğimi söyleyemem. Özellikle ekranı ve klavyesi son derece hayal kırıklığına uğrattı. Ekrandaki görüntü hem harici monitörüme, hem de netbook’umun ekranına göre öyle kalitesiz ki, cihazı yakındaki başka bir elektronik mağazasına götürüp diğer notebook’lar ile karşılaştırmak zorunda kaldım (Sonuç? Hepsi aynı kalitesizlikteymiş!). Kontrast düşük, parlaklık az, renkler maviye çalıyor. Kırmızılar kırmızı gibi değil, beyazlar beyaz gibi değil. Klavyesi de ayrı bir sorunlu. Eğer harici klavye bağlayarak kullanmıyor olsaydım herhalde Acer 5755G’nin klavyesi beni çıldırtırdı. Tuşlara tek tek basarsanız sorun yok, ama normal yazım hızında bazı tuşlar bastığınızı algılamıyor ve bir cümle içinde iki kez eksik harf yazabiliyorsunuz. Bu cihazı çoğunlukla mobil olarak kullanacaksanız öncelikle mağazada iyi bir test etmenizi öneririm.

Sonuç olarak, Acer 5755G’nin benim kullanım stilime uygun bir bilgisayar olduğunu söyleyebilirim. Özellikler iyi, fiyat uygun. Sorun ise özellikle ekranda ve klavyede.

Acer 5755G’nin beğendiğim yönleri:

Performansı, ağırlık/pil ömrü dengesi, rahatsız etmeyen fan sesi, Synaptics touchpad’i, USB 3.0 portu, fiyatı.

Acer 5755G’nin beğenmediğim yönleri:

Klavyesi, ekranı, web kamerasının çalıştığını gösterir ışığının olmaması, USB portlarının 3 adetle sınırlı olması

İlgili linkler:
Digital Versus inclemesi
Mobil Yazılar'da netbook etiketli yazılar

Hiç yorum yok:

İlginizi çekebilir: